Su testisi Cola’ya emanet edilir mi?
Son günlerde, su konusunda, dikkat çekici bir gelişme var. Uluslararası şirketler, su kaynaklarımızı satın alıyor. “Hayati” önem taşıyan suyun “sicili” çok da temiz olmayan firmaların eline geçmesi sizce de tehlikeli değil mi? |
En çok ihtiyaç duyduğunuz şey nedir, bir düşünün... Evler, arabalar mı? Şan şöhret mi? Sakin bir dağ eteğinde huzurlu bir hayat mı? Etrafta sevdiğiniz insanlar mı? Bolca para mı? Kim olursanız olun, hayat görüşünüz ne olursa olsun, cevap bunlardan hiçbiri değil. Çünkü kim olursak olalım, en çok ihtiyaç duyduğumuz şey “hava”. Her nefeste içimize çektiğimiz, Kanuni’nin “olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” dediği zaman teneffüs ettiği hava. Çok şükür, kirli ya da temiz, her yerde bol bol var. Şimdilik, kullandığımız hava için kimse bizden para da istemiyor. Bir zamanlar “su” için de para istenmiyordu. Su, havadan sonra, gene kim olursak olalım, ihtiyacımız olan ikinci şey... Bugün, su, iyi para ediyor. Özellikle büyük şehirlerde yaşayan insanlar çeşme sularından soğudu. “Çeşme suyunu filtre edip için” diyen uzmanları duyan yok. Evlere plastik damacanalarla su alınıyor. Her eve haftada bir, iki veya daha fazla damacana. Su satma işi büyük bir ticaret haline geliyor. Su kaynakları alınıyor, satılıyor... Yeni su sahiplerinizle tanıştıralım: Coca-Cola, Nestle, Danone Son günlerde, su konusunda, dikkat çekici bir gelişme var. Dünyanın “gıda” “devleri” olan uluslararası şirketler, su kaynaklarımızı birer birer satın alıyorlar. Akşam gazetesinde yayınlanan bir habere göre, yabancıların suyun başını tutma şeması şöyle: • “Nestle, Sapanca’da yeni bir su kaynağı aldı. Suyumuzun sahiplerini biraz daha yakından tanıyalım Coca-Cola’yı hepimiz yakından tanıyoruz. Ramazan sofralarımıza kadar giren, Urfa’dan Edirne’ye her yerde “sevilen” bir numaralı “içeceğimiz”. En büyük içme probleminin kaynağı. Diğer içme problemleri –bira, rakı, şarap ve diğer alkollü içecekler- belli bir yaştan sonra içiliyor. Ama Cola, 7’den 70’e herkesin elinde. Neden bağımlılık yaptığı sorusuna cevap aranıyor. Belki de kokainin elde edildiği bitkiden yapıldığından? İçindeki şeker – büyük ihtimalle Cargill’den satın aldığı, transgenik mısırdan üretilmiş mısır şekeri- çocukları, genç, yaşlı hepimizi hasta ediyor. Nestle de milletçe en “sevdiğimiz” şirketlerden. Her biri çocukların midesine bomba gibi düşen gofretlerin, çikolataların, şekerli mısır gevreklerinin üreticisi. Cargill’in mısır şekerini de, ABD’den gelme, büyük ihtimal transgenik soya yağını da çoğu ürününde kullanıyor. Hazır çorba ve et sularında “Çin Lokantası Sendromu” denen hastalığa yol açan MSG- mono sodyum glutamat- kullanıyor. Danone’yi de yakinen biliyoruz. “Sağlık” denince aklımıza ilk gelen şirket. Nedense, ürettiği yoğurtlar bir türlü ekşimiyor. Kendi anneannelerimizden biliyoruz, gerçek yoğurt bir haftada ekşir. Ama Danone’nin yoğurtları bir ay sonra bile ekşimiyor. Yoğurt ülkesinde bir yabancının “yoğurtçu” olması da ayrı bir mesele... Çocukları “büyüten”, “boylarını uzatan” dost bakterilerle dolu mini minnacık sevimli paketlerdeki yoğurtlarının neden o kadar pembe renkli olduğunu, neden öyle buram buram koktuğunu merak ediyoruz. “Peki büyükanne, senin kulakların neden o kadar büyük?” diye soruyoruz. “21. yüzyılın en stratejik kaynağı su olacak” İnsan ister istemez bu dev gibi büyük “gıda” şirketlerinin, neden suyumuzla bu kadar ilgilendiğini merak ediyor. Bu uluslararası şirketler, öyle yaş tahtaya basmazlar, diye biliyoruz çünkü. Planlar dışarıdan yapılıyor, burada uygulanıyordur. Konunun uzmanları, verdikleri cevaplarla bu merakımızı gideriyorlar. Doç. Dr. Yücel Acer, bir makalesinde şunları yazıyor: “Yerkürenin yüzde 70’i suyla kaplı olduğu halde, bunun yalnızca yüzde 2,5'i tatlı su olup, tatlı su kaynaklarının da yüzde 70’i kutuplarda donmuş olarak bulunmakta. Tatlı su kaynaklarının yüzde 30’luk kesiminin büyük bölümü de ya toprakta nem, ya da yerin ulaşılması olanaksız derinliklerindeki yeraltı su kaynakları halinde bulunmakta. Bir başka deyişle, dünyanın toplam tatlı su kaynaklarının yüzde 1’inden az bir bölümü insan kullanımına elverişli durumda.” Her yerimiz suyla çevrili olsa da, içme suyu kısıtlı. 21. yüzyılın en stratejik kaynağının su olacağı söyleniyor. Küresel ısınma, suyu daha da değerli yapacak Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü (GYTE) İşletme Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Cemal Zehir, dünyadaki mevcut şartlar devam ettiği takdirde 2025 yılında 37 ülkede çok ciddi kuraklık yaşanacağının tahmin edildiğini söylüyor ve ekliyor “Dünyamızın yakın bir gelecekte biraz daha ısınması, yağışsız kurak bir periyoda girilmesi, su tüketiminin de buna bağlı olarak artması söz konusudur. Bu sebeple bütün ülkeler, tatlı su kaynaklarını özel bir itinayla koruyacak tedbirleri almaktadırlar.” 2020’li yıllarda su sorunları yaşanabilir Habercionline sitesinden Murat Dağdeviren’e yaptığı açıklamalarda Yrd. Doç. Dr. Cemal Zehir, hızlı nüfus artışı ve küresel ısınma dolayısı ile 2020’li yıllarda su sorunları yaşanabileceğini ifade ediyor: “Türkiye ve Ortadoğu çevresindeki su kaynakları ihtiyaçları karşılamaktan uzak bulunmaktadır. Bölgede ciddi bir su sıkıntısı vardır. Bu durum gelecekte bölgede patlak vermesi muhtemel savaşların önemli potansiyel nedenlerinden biri olabilir. Ortadoğu, artan nüfus ve azalan kaynaklar nedeniyle su kıtlığından zarar görecek tüm bölgelerin en duyarlılarından birisidir. Sıcak savaş ortamının eksik olmadığı Ortadoğu bölgesinde su savaşları tezlerini eleştirsek bile, geleceğin bütün çatışmalarında etkili olacak faktörlerin önemlilerinden birisi de su meselesi olacaktır.” Stratejik kaynaklar kimin elinde olmalı? Uzmanlar dikkatimizi suyun önemine çekiyor. Isınmayla birlikte gittikçe değerlenecek olan, bu kadar önemli bir kaynak, icraatlarından kuşku duyduğumuz, halk sağlığını umursayıp umursamadığı belli olmayan “yabancı”lara verilir mi? Ya Türk hükümeti bir gün Hindistan’daki gibi Coca-Cola’yı yasaklamaya çalışsa, Cola elindeki su kaynaklarını gene de hizmetimize verir mi? Verse, içilebilir durumda olur mu? Ortadoğu’da su konusunda bir anlaşmazlık çıksa, çok uluslu, uluslararası şirketler, hangi ulusuna kendini daha yakın hisseder? Su, hayatımız için en önemli ikinci şey... Birincisi hava. Suyun sahibi kim olmalı sizce? iyibilgi.com |