Et, süt, Matrix...
Çocuklara süt içmenin, kalp hastalarına tavuk yemenin, her hafta en az dört yumurta tüketmenin faydalarını anlatıp duruyoruz. Peki, bu ürünler nasıl elde ediliyor? İşte endüstriyel besin dünyasında dehşetli bir gezinti! Ve siz bu gezintiden sonra karar vereceksiniz, kırmızı mı yoksa mavi hapı mı içeceğinize... |
Fabrikasyon hayvan çiftlikleri, eski güneşli günleri karartmaya çalışan, insan sağlığını, çevreyi bozan en tehlikeli girişimlerden bir tanesi. Tavuklar bağda bahçede mutlu mesut dolaşıp gezinirken yediğimiz yumurtalar başkaydı. Aynı tavuklar gün ışığı nedir, hiç görmeden, yem-yumurta-dışkı üçlemesinden ibaret bir hayat yaşarken yediğimiz yumurtalarsa, bambaşka... Kendisini tanıyan, bilen, seven bir kızın sütünü sağdığı inek mutluydu. Memelerine emici pompalar takılmış, "hijyenik", "el değdirmeden" sütü sağılan inek mutsuz. Hayvanları "mal" gibi gören anlayış, onları tassavur edilemeyecek kadar kötü koşullarda, hareket etmelerine izin vermeksizin, pislik içinde barındırırken kötütük sadece bu hayvanlarla sınırlı kalmıyor. "Ne yersen osun" sözünü hatırlarsak, bu hayvanların mutsuzluğu, yediğimiz etlerle, sütlerle, yumurtalarla içimize işliyor. Hayvanlara verilen antibiyotikler, hormonlar da farkettirmeden vücudumuza giriyor. "Meatrix" isimli animasyon filmleri, bu konuları son derece çarpıcı bir biçimde dile getiriyor. Filmler İngilizce ama, hayvanlara yapılan işkencenin boyutlarını çok güzel hissettiriyor. Ben özellikle yavru buzağılara anne sütünün, anne memesi yerine makinelerle verilmesinden etkilendim. Film, bu buzağılara anne sütünün, ölü hayvan kanlarıyla karıştırılarak verildiğini söylüyor. http://www.themeatrix.com/intl/turkish/ (Türkçe altyazılı) ve http://www.themeatrix2.com/ linklerinden filmler seyredilebilir. Ne yapabiliriz? Fabrikasyon hayvan çiftlikleri yerine, küçük çiftliklerde yetiştirilen hayvanların etini, sütünü, yumurtasını arama vakti geldi. Geçtiğimiz kış, köy tavukçuluğunu öldürmeye çalışan "kuş gribi" harekatçılarına rağmen, köylerde bir sürü tavuk hala, ortalıkta dolaşarak hayatından memnun, yaşıyor. Köy yumurtası ve köy tavuğu eti ilk tercihimiz olmalı. Bunları bulamıyorsanız, gerçekten yemeye gerek de yok. Süt, tereyağı, krema, kaymak, yoğurt alırken "pastörize edilmemiş", çiğ olanlarını bulmaya çalışın. Eskiden İstanbul'un her sokağında "süüütçüüü..." diye inceden bağırarak geçen sütçüleri, büyük süt endüstrisinin girişimiyle neredeyse yok ettik. Ama, hala bulunabiliyor. Prof. Dr. Ahmet Aydın'ın dediği gibi, "kaymak tutmayan sütten, ekşimeyen yoğurttan kaçının". O güvenilir, hijyenik, annemizin yoğurdu gibi yoğurt yapan büyük markaların yoğurtlarından hangisi ekşiyor artık? Et alırken büyük, mega, hiper marketleri değil, semtinizin kasabını tercih edin. Büyük marketler, doğaldır ki, "mallarını" küçük üreticiden değil, büyük fabrikasyon çiftliklerden tedarik ediyorlar. Sığır eti veya daha eti yerine kuzu eti tercih edilebilir. Hormon, ilaç, vs. kullanımı varsa bile kuzular bundan çok az etkilenmiş oluyorlar. |