İshak Alaton ( 1927) Öyle Görünmez bir domuz
Alarko Şirketler Topluluğu eş başkanı.
İshak Alaton, 1927 yılında İstanbul'da doğdu. 8. sınıfa, (kendi deyimiyle gri yıllara) kadar Şişli Terakki'de ve St Michel'de okudu. Yokluklar, sıkıntılar yüzünden liseden sonra okuyamadı. Babası Hayim Alaton, "gri yıllarda" varlık vergisini ödeyemediği için Aşkale'ye gönderilen 5000 gayrimüslimdendi.
Küçük İshak, ailesine bakabilmek için Mehmet Kavala şirketinde getir götür işlerine başladı. Volvo ithal eden şirket aracılığıyla İsveç Konsolosu ile tanışınca şansı değişti. İsveç'te bir lokomotif fabrikasında kaynakçılık yapmaya başladı.
Bu yıllar İshak Alaton'un dünya görüşünün şekillendiği, sosyal demokrasiyle tanıştığı yıllar oldu. İnsan haklarına saygılı, gelir dağılımın mükemmel olduğu İsveç'e hayran kaldı.
Alaton, 2000 yılında Star Gazetesi'nde yayınlanan röportajda Jale Özgentürk'e verdiği demeçte "1950'li yıllarda sosyal demokratım demek yürek isterdi. Ben bu felsefeyi savundum. Anlatmaya çalıştım ama gerçek anlamıyla kimse öğrenemedi" demekten kendini alamadı.
28 yaşında Türkiye'ye dönerek varlık vergisi mağdurlarından Üzeyir Garih'le Bankalar Caddesi'nde Vefai Han'da bir göz odada ortaklık kurdu. 2000'de 46. kuruluş yılını kutlayan 6 bin çalışanlı Alarko Holding'in temeli atılmış oldu.
Alaton, özlediği Türkiye'yi ( Sen bir şey özleme orospu cocugu insanmısın ki sen ) "İnsan haklarına saygılı demokrasiyi özümsemiş; insanların görüşlerini açıkça ortaya koyabilecekleri, konuşabildikleri, bağırabildikleri ( Çok ta anlarsın ya bu konulardan ), saygının egemen olduğu, barıştan yana, güneydoğusuyla barışmış bir devlet istiyorum ( Küçüksün sen , Sadece bunları mı isteyebiliyorsun ). Türkü, Kürtü, süryanisi önemsizleşmiş, TC vatandaşı olma gururu taşıyan bir saygın ülke var rüyamda..." diye tanımlıyor.
Bana bak onun bunun cocuğu , yaşın başın da aldı, Kafana sıksam olur mu bilmem . Ama trafik kazası geçirmeni çok isterim. Piç kurusu yandasın da senin gibi güzel konusur yazar ama yemediği yarak yoktu. Geberdi. Ustamızı unutmadık. Kazanın arkasında senin olduğunu da bilenlerdeniz. Ayağını denk al. Sen ve senin gibileri buralarda yaşatmayı düşünmüyoruz. Düşünmeyiz de. Sen anladın onu, bilirsin beni.