20 Aralık 2007 Perşembe

Alavare dalavare, paşa yakını rahat askere

alıntı :http://tarafgazetesi.wordpress.com/


TARAF GAZETESİ (İSTANBUL) “Asker milletiz” ya! Askerliğini yapmayana kız vermeyiz. Askerlikten kaçana adam gözüyle bakmayız. Geçerli sağlık mazeretleri nedeniyle bile olsa çürük raporu alanlara kem gözle bakarız. Bir torpil bulup askerliğini memleketinde yapmaya çalışanları küçük görürüz. İşte böylesine kutsaldır askerlik gözümüzde. Bu gerçeği toplum mühendisliğine soyunan psikolojik harp sanatçısı generallerimiz hepimizden iyi biliyor.

Şahısların özel sağlık bilgilerini başkaları ile paylaşmak hem kanunen hem de ahlaken yanlış olduğu halde başbakanın büyük oğlu Ahmet Burak’ın çürük raporu alıp askerliken “kaçtığını” andıç medyasına servis eden o paşalar değil miydi? Çiller’in oğlunun yalısının karşısında askerlik yapmasını sağlayanlar da sonra bunu kamuoyuna duyuranlar da onlar değil miydi?

Bu ülkede özelde politikacılar genelde bütün siviller çocuklarını ya da yakınlarını rahat askerlik yaptırmaya çalışan menfaat düşkünleri olarak sunulmadı mı yıllarca?

Hep aklımıza gelen “acaba bu paşaların çocukları ya da yakınları acaba nasıl askerlik yapmışlar?” sorusu bir okurumuzun da aklına takılmış olmalı ki üşenmemiş araştırmış. Bu okurumuzun bizim ya da sizin sahip olmadığımız bir avantaja sahip olduğunu belirtmekte fayda var. O, Savunma Bakanlığı Askerealma Dairesi Başkanlığı ASAL’da çalışıyor.

Okurumuz elde ettiği bilgileri bize ulaştırınca nutkumuz tutuldu. Meğer anlı şanlı generallerimizin vatan kurtaran aslanlarından kimileri “çürük”müş ve neredeyse hiçbiri askerliğini Ankara’nın doğusuna yapmamış. Hergün şehit haberlerinin geldiği; Şırnak, Şemdinli, Hakkari, Yüksekova, Dağlıca gibi bölgelerin paşa yakınlarının dağıtım listesinde esamesi bile okunmuyor. Onlar ya paşa babalarının dizinin dibinde ya da beş yıldızlı orduevlerinde tezkere saymışlar.

Bakalım aşağıdaki ayrıntılı listeyi okuyunca siz ne düşüneceksiniz? En iyisi siz de bizim gibi “milyonda bir ihtimal de olsa, rahat askerlik elektronik kur’a torbasından çıkmıştır” deyip -halkı askerlikten soğutmak- suçuna iştirak etmemiş olun. Her ne kadar, yedek subay, erbaş ve erlerin askerlik için memleketine yollanmaması gibi bir teamül olsa da paşa mahdumları gözden kaçmış olamaz mı?

Şaka bir yana, sınırötesi harekatın sıkça konuşulduğu bir dönemde bu liste çok özel bir anlam taşıyor. Bırakın Gabar’ı, Kandil’i, sarp dağları, daha kendi ovalarımızda vatan evlatları ne kadar korunabildi? Bir iki aylık eğitimle şehadete gönderilen mehmetçikler herkesin yüreğini aynı derecede mi yaktı? Generallerimiz cenaze namazında saf tutup halkı saf görmekten başka ne yaptılar?

Daha kritik bir soru soralım: Eğer çatışmalara sürülen mehmetçiklerin içinde bir iki tane de paşa yakını olsaydı ne olurdu? Daha iyi emir-komuta edilmezler miydi? En azından kendilerini ölümden koruyacak daha sıkı bir eğitimden geçmezler miydi? Bu sorumuza bir generalimizin ağzından duyduğumuz bir özeleştiri ile cevap verelim: “Oradakiler kendi çocuklarımız olsaydı, bunlar olmazdı…”

General yakınlarının ne zaman ve nerede askerlik yaptıklarına gelelim artık. Tabi “çürük” çıkan aslanları da unutacak değiliz. Ayrıntılı listede göreceğiniz üzere, dağıtım yerlerinin sadece Ankara, İstanbul ya da İzmir olması dikkat çekmiyor. Aynı zamanda görev yeri olarak askeri jargonda “kebap” olarak adlandırılan, karargah, askeri okul, destek kıtası, levazım, depo ve sıhhiye gibi birliklerin seçilmesi olağandışı bir özeni gösteriyor. Tabi olağandışı yerlere olağandışı soyadları ile gelenlere, olağan subayların nasıl komutanlık yapabilecekleri ayrı bir konu.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün başörtülü eşinin elini sıkamamak için “daldan dala atlar yar hop sana yandım” türküsü eşliğinde, kırmızı halının öte yanına seğirtmesiyle meşhur Korgeneral Aslan Güner tam dokuz yakınıyla liste başımız.

Paşamızın yeğeni Evren Yılmaz “çürük”. Tabi hangi şartarda çürüğe çıktığını en iyi paşamız bilir. Hakkını yemeyelim, paşa oğlu Alper Güner’i aslanlar gibi yollamış askere. Alper, acemiliğini babasının yanı başında Ankara’da Muhabere Okulu’nda (MEBS) ustalığını da İstanbul’da Kuleli Lisesi Destek Komutanlığı’nda yapmış. Eğitime önem veren Aslan Paşa evladını hem yanından ayırmamış hem de okullardan. Optimum noktalarda tamamlatmış kutsal vatan görevini.

Paşamız diğer yedi yeğenini de ihmal etmemiş. Mesela yeğen Hasan Durna, acemiliğini İzmir ve ustalığını Kocaeli’nde, yeğen Ali Haydar Güner, Tokat ve Ankara’da (Muhafız Alayı), yeğen Mustafa Güner hem acemilik hem de ustalığını Ankara’da, yeğen Şevki Güner, İstanbul ve Ankara’da, adaş yeğen Aslan Güner Kütahya ve Ankara’da, yeğen İbrahim Orhan Kütahya ve İzmir’de, yeğen İsmail Güner ise hem acemilik hem de ustalığını İzmir’de yapmış.

Şansa bakın! Eğer çürüğe çıkamayıp hasbelkader kur’a torbasına kaldılarsa, Aslan Paşa’nın yakınlarına boş yok. Paşa yarından tezi yok altılı oynamalı. Bu şans kırmızı halı üstünde sek sek oynayarak harcanmamalı.

Listemizde dokuz isimli ikinci generalimiz yabancı değil Org. Yaşar Büyükanıt. Yaşar Paşa’nın bir tane bile çürük yakını olmaması tebrike şayan. Damadı Ercan Caymaz kısa dönem askerliğinde acemiliğini İstanbul Levazım Okulu ve ustalığını da Ankara Muhabere Deposunda yaparken damat kardeşi Erhan Caymaz ise yedek subay olarak acemiliğini Ankara’da Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karargahında ve ustalığını da İstanbul Deniz Harp Akademi’sinde tamamlamış. İstanbul’un Caymaz kardeşlerin ikametgah adresi olduğunu kaydedelim.

Org. Büyükanıt’ın yeğeni Nuh Nihat Gürmarmara, askerliğini Konya ve Ankara’da, yeğen Ahmet Burak Gürmarmara, Hatay ve Ankara’da, yeğen Haydar Mert Mete, Sivas ve Ankara’da, yeğen Yunus Ozan Gürmarmara, hem ustalık hem de acemiliğini Balıkesir’de, yeğen Onur Büyükanıt, Aydın ve Çanakkale’de, yeğen Sırrı Cem Gürmarmara, Ankara ve Edirne’de, yeğen Kadir Serhun ise Hatay ve Muğla’da yapmış.

Rütbe sırasına göre gidersek, Org. İlker Başbuğ üç yakınıyla listede. Yeğen Aykut Çarmıklı, İstanbul ve Kocaelinde, yegen İskender Özkuş ise hem acemilik hem de ustalığını Ankara’da. Teyze oğlu Ardan Er ise İzmir ve İstanbul’da askerlik yapmış. Tabi hepsi askeri okullarda olmak üzere.

Genelkurmay İkinci Başkanı Org. Ergin Saygun’un oğlu Tolga Saygun kısa dönem yaptığı askerliğini İstanbul Piyade Okulu ve Ankara Sahil Güvenlik Komutanlığı’nda tamamlamış.

Korgeneral Hayri Güner’in oğlu Tolga Güner hem acemilik hem de ustalığını İstanbul’da kısa dönem olarak yapmış. Hayri Paşa’nın damadı Oğuz Küçükseyhan ve yeğeni Onur Güner full Ankara çekmişler. Diğer yeğen Koray Güner ise İzmir ve Kocaeli’nde askerliğini yapmış.

Korgeneral Hasan Memişoğlu’nun oğlu Mehmet Memişoğlu hem acemi hem de ustalığını Ankara’da kısa dönem olarak yaparken, aynı isimli iki yeğeni Cem Kunt’lar İzmir ve Hatay’da tamamlamışlar. Diğer yeğen Muzaffer Memişoğlu Hatay ve Kocaeli’nde yapmış.

Korgeneral Selahattin Uğurlu da dört isimle listede. Oğlu Timuçin Uğurlu, Samsun Sıhhiye Okulu ve Ankara İlaç fabrikasında, diğer oğlu Burçin Uğurlu, İstanbul Piyade Okulu ve yine İstanbul Levazım Okulunda, yeğeni Haydar Okay Uğurlu, İzmir Ulaştırma okulu ve Maltepe Askeri Lisesi’nde, diğer yeğeni Saydam Caner ise İzmir İstihkam Okulu ve İstanbul’da askerlik yapmışlar. Uğurlu Paşa da okulculardan.

Tümgeneral Ahmet Yavuz’un dört isim ve iki çürükle bu listede özel bir yeri var. Yavuz’un hem oğlu Çetin Mert Yavuz hem de yeğeni Buğra Selim Ölçen çürük raporuyla askerlikten muaf tutulmuş. Generalimizin bir başka oğlu olan Mehmet Selim Yavuz ise acemiliğini İstanbul’da ustalığını da Tekirdağ’da yapmış. Yavuz Paşa’nın bir başka yeğeni olan Melih Yavuz ise acemiliğini Antalya’da ustalığını ise Ankara Muhafız Alayı’nda yapmış.

Tümgeneral Abdullah Dalay’ın oğlu Kaan Dalay da çürüklerden. Dalay Paşa katıldığı bir cenaze namazında bir şehit annesine evladının vurulduğu yeri gösterme sözü vermesiyle meşhur. Anası şehidine ağlarken paşamızın aklına “bizim oğlan iyi ki çürük, en azından yaşıyor” diye gelmiş midir acaba?

Hangi paşamızın hangi yakını nerede rahat askerlik yapmış, listenin gerisini okuyarak kendiniz görebiliriniz. Bu listede sadece akrabalık bağları olanları görebiliyorsunuz. Başka bir listede ise paşanın kayın validesinin yan villa komşusunun oğlunun askerlik için gönderildiği yerler var. Yani akrabalık değil de dost ve ahbaplık durumundan rahat askerlik yapanların listesi. Listede, vatan aşkı deyince mangalda kül bırakmayan bazı politikacılar, iş adamları, sanatçılar ve gazetecilerin kahraman oğullarının olduğunu söylemeye gerek var mı?

Kısa bir süre önce Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın yakın akrabası şehit olmuş ve bütün devlet erkanı cenazesinde buluşmuştu. Hafızamızı yokladık ama değil oğlu herhangi bir yakını şehit olan bir general çıkaramadık. Ya, sınırötesi harekat için hop oturup hop kalkan andıç medyacılarının çocuklarından şehit olanını duyanımız var mı? Eceliyle gidenler için Teşvikiye’de buluşup alkışlananları biliyoruz ama bir tane bile şehit bilmiyoruz.

Onlar hep “başkalarının çocukları” için doluştular camilere. Kendi çocukları orduevinde kahve yudumlarken başkalarının çocukları için methiyeler düzmek, timsah gözyaşları akıtmak kolay olsa gerek.

Devletin resmi kayıtlarından alınan bu listenin yanlış olduğunu söyleyebilir mi generallerimiz? Eğer yalansa, bir geceyarısı açıklaması beklemek hakkımız değil mi? Doğruluğunu onaylayıp özür dilemelerini bekleyen yok ama en azından biraz da “başkalarının çocuklarını” düşünmelerini bekliyoruz.

Bu haberimizden sonra olacakları da yazalım. İlk önce listenin utandırıcılığı değil nasıl sızdırıldığı sorgulanıp bütün sivil görevliler hakkında takibat yapılacak. ASAL’da sivil personelin bulunmasının “ülke güvenliğini” tehdit ettiği gerekçesiyle hepsi temizlenecek. Paşa yakınları, ahbap ve dostları, bundan böyle listelerde Şırnak, Siirt, Hakkari olarak geçececek ama kayıt dışı geçici görevlerle yine “kebap” yerlere gönderilecek. Gazetemiz ve haber sitemizin kapatılması için resmi ve gayrı resmi bütün unsurlar harekete geçirilecek.

Son söz: Türkiye’de terör, demokrasi ve hatta başörtüsü sorunlarını bir kalemde çözecek tek formül var: Paşa çocukları. Bir kaç paşanın çocuğu çatışmaya katılsa terör, birkaç paşanın çocuğu meclise katılsa demokrasi sorunu bitecek. Hele bir iki paşanın kızı da türban taksa başörtüsü sorununu ne YÖK’te ne medyada ne de mecliste konuşan kalmaz. Daha doğrusu kimsenin paçası sıkmaz!

PKK'nın başına ABD'den çuval

/hersey bizzz / sokarım anana / kimse kimseye kızmaz. / derin konu / ali ilaslan /hazır olun . karmaşalık var . deneyim. Adil çöz. /ananın skerler/mööö

Nereden nereye. Amerika, PKK'ya sırt çevirdi ve çuvalı bu kez PKK'ya giydirdi.




 PKK'nın başına ABD'den çuval

ABD askerinin Türk subayının "başına çuval geçirme" hadisesinin üzerinden 4 sene geçti. ABD bu kez çuvalı PKK'nın başına geçirdi.

Washington Post, ABD’nin TSK’ya “gerçek zaman” istihbaratı verdiğini ve Türk ordusunun hedef belirlemesine yardımcı olduğunu belirtti.

PKK'lıların operasyon sonrasında kendi aralarındaki telsiz konuşmalarında da "operasyonda ABD uçakları vardı, Amerika işbirliği yaptı" gibi cümleler ABD'nin operasyondaki rolünü gösterdi.

ABD’nin sağladığı “gerçek zaman” istihbaratı ile TSK’nin PKK'ya karşı gerçekleştirdiği operasyon için hedef belirlemeye yardımcı olduğu bildirildi.

HEDEFLERİ ONLAR VERİYOR

Washington Post’a konuşan ABD'li askeri yetkilisi de, ABD’nin operasyona katkısı için “Aslında onlara hedefleri veriyor” dedi. Aynı yetkili, Türk ordusunun, ABD tarafından sağlanan bilgisi üzerine harekete geçip geçmeyeceğine karar verdikten sonra ABD’yi bilgilendirdiğini kaydetti.

“ABD, Türkiye’ye Irak’taki Kürt Asilerini Vurmaya Yardımcı Oluyor” başlıklı haber analizinde gazete, Pentagon yetkililerine dayanarak ABD’nin Türkiye’ye “Kürt asilerine karşı bir dizi saldırı için hedef belirlemeye yardımcı olan gerçek zaman istihbaratı sağladığı”nı belirtti.

İSTİHBARAT MERKEZİ ANKARA'DA

Gazeteye göre ABD askeri personeli, istihbarat paylaşımı için Ankara’da görüntü ve diğer bilgileri sağlayan bir merkez kurdu. Üst düzey bir Bush Yönetimi yetkilisi de söz konusu programın amacının “PKK’nın hareketlerini ve faaliyetleri”ni belirlemek olduğu söyledi.

KARARI TÜRKİYE VERİYOR

Aynı ABD askeri yetkilisi, “Onlar, ‘bir şeyler yapmak istiyoruz’ diyorlar. Biz de ‘Tamam. Bu sizin kararınız’ diyoruz” şeklinde konuştu. Ancak yetkili, ABD’nin operasyonu açıkça onayladığı iddialarını reddetti.

İnternet haberkazmayı vur. ailaslan / deli makara / deli adil / deli çöz / akıllı adam / kızarım / kazarım / akıllanırım / iticiyim biraz / adil çöz

10 Aralık 2007 Pazartesi

Kazanımlardan ödün verilmesin

Kazanımlardan ödün verilmesin / Gerzek yahudi anlamıyor . buldunmu ? /

Anayasa Çalıştayı Cumhuriyet'in temel nitelikleri ve mevcut Anayasa'daki evrensel insan hakları kazanımlarından geri adım atılmasının tartışılmasına bile karşı çıktı.

/ Geçmişinize bir bak .. çok ağır. neler olmuş . kimler kayıp . kimler korunuyor. kimlerin gözü korktu. kimler öldü. kimler tehdit etti. bunları ballandıra ballandıra anlat. ondan sonra o tartışılmaz . bır konuşulmaz. iki dinlenilmez. 3 sayıklanmaz. ////

Tartışmayı bırak neler yapılmış bu dünyada. ağır kaldırırım. kaldırırız. Senin gördüklerin göreceklerin ne ki. adamı ağırlamayın . /////


Nasıl olman gerektiğine bir bak. asarım seni.

ona bile karşı çıkarız. buna bile karşı durarız laflarıyla. Gerizekalılıklara aman verilemez. Atarım hepinizi tımarhaneye. aldın sen lafı. Ağır konuşma. der. fer. ker.


10/12/2007 (881 kişi okudu)

TARIK IŞIK (Arşivi)

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi'ndeki toplantı öncesi yazar Emine Şenlikoğlu ile İnsanca Yaşam Platformu Başkanı travesti Okşan Öztürk sohbet etti.

FOTOĞRAF: MURAT ÇETİNMÜHÜRDAR / AA



ANKARA - AKP'nin bilim adamlarına hazırlattığı, daha sonra da üzerinde 'oynayarak' şekil vereceği sivil anayasa taslağına katkı vermek için toplanan Anayasa Çalıştayı'nın ikinci gününde daha önce
oluşturulan gruplar, yasama, yürütme ve idari yapı, hükümet sistemleri ile yargı konularını ele aldı. Aralarında 'idam cezasının kaldırılması',
"kanunla yasaklanmış dil kavramının Anayasa'dan çıkartılması', 'toplu suçlarda gözaltı süresinin 15 günden dört güne indirilmesi'nin de bulunduğu kazanımlardan geri adım atılmaması yönünde mutabakata varıldı. Çalıştay'a katılanlar, Meclis'teki anayasa sürecinde de yer alabilmeyi istiyor. Çalıştayın sonuç bildirgesinin bugün açıklanması bekleniyor.
Radikal'in de desteklediği Anayasa Çalıştayı'nda iki temel adımdan geri adım sayılabilecek tartışmaların anayasa yapım sürecine olumlu katkı sağlamayacağı konusunda uzlaşıldı. Bu iki temel adımdan ilki olarak gösterilen 'Cumhuriyetin temel nitelikleri' başlığı altında şu maddeler sayılıyor: "İnsan haklarına saygı, Atakür milliyetçiliği, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti, 'Ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlük' kavramıyla ifade edilen üniter devlet yapısı, devletin resmi dilinin Türkçe olması, bayrak, milli marş ve başkente ait düzenlemeler."

Evrensel kazanımlar
Çalıştay'da evrensel insan hakları standartlarının anayasal sistemimize aktarılması amacıyla yapılan düzenlemelerden de geri adım atılmaması gerektiği vurgulandı. Söz konusu düzenlemelere şunlar örnek gösteriliyor:

  • Her temel hak ve özgürlük için geçerli olan 'genel sınırlama' sebeplerinin kaldırılması.
  • İdam cezasının kaldırılması. /kaldırıırm idamı da kazanımını da /
  • 'Kanunla yasaklanmış dil' kavramının Anayasa'dan çıkartılması.
  • Toplu suçlarda gözaltı süresinin 15 günden dört güne indirilmesi.
  • Özel hayatın gizliliği, konut dokunulmazlığı ve haberleşme özgürlüğüne ilişkin maddelerde yapılan evrensel insan haklarına uygun düzenlemeler.
  • Siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıran düzenlemeler.
  • Adil yargılanma ilkesinin anayasal sistemimize girmiş olması. / ne demek.. istiyosunuzz..
  • Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin
    anayasal sistemimizden çıkartılmış olması.
  • İnsan haklarına ilişkin milletler arası antlaşmalara üstünlük tanınması.

    'Aktif katılım sağlansın'
    Yeni, sivil bir anayasanın ilkelerini belirlemek için TOBB, TÜSİAD, TİSK, Türk-İş, Hak-İş, Kamu-Sen, TESK ve TZOB tarafından oluşturulan ancak daha sonraki katılımlarla 20'den fazla kuruluşu bir araya getiren 'Anayasa Platformu Ulusal Çalıştayı'na 70 civarında sivil toplum örgütü de destek verdi. Bu STK'larda yaklaşık 40 milyon kişinin örgütlendiği ya da temsil edildiği kaydediliyor.
    Çalıştay, yeni anayasanın Meclis'in mevcut haliyle mi, yoksa bir tür kurucu meclise dönüşerek mi yazılması gerektiği yönünde tartışmalara da sahne oldu. Tartışmalarda yeni anayasanın mevcut meclis işlevleriyle ancak şeffaf ve sivil topluma açık bir süreçle yazılması gerektiğini savunan görüş ağır bastı. Tartışmacılar bu amaçla Meclis komisyonlarının sivil toplumun anayasa yazım sürecine daha aktif katılımının sağlanması için yeni mekanizmalar bulunması doğrultusunda Meclis ve hükümete çağrı yapması gereğini de dile getirdiler. Yeni anayasada denetleme-dengeleme sisteminin güçlendirilmesi ve bu amaçla 1980 öncesinde olduğu gibi iki kademeli meclis yani senato sistemine de gidilebileceği görüşü dile getirildi.
    Çalıştayı yöneten Prof. Oğuz Babüroğlu Radikal'e yaptığı değerlendirmede,
    "Çok farklı bir denyim oldu. İnsanlar tartışmayı sevdi. Bildiğimiz kadarıyla dünyada ilk kez böyle bir deneyim yaşanıyor. Toplantıları bölgelerde de tekrarlayacağız. Canlı tartışmalar oluyor" dedi.
    Çalışmayla ilgili Radikal'in sorularını yanıtlayan Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği (KADER) Başkanı Hülya Gülbahar şu değerlendirmeyi yaptı:
    "Kâğıt üzerinde değil fiilen eşitlik istiyoruz. 1935'de siyasal temsil açısından Türkiye dünya ikincisi iken, şu anda gelişmekte olan ülkelerin de gerisinde, sondan 20'nci sırada. Kamuda işçi alımından tutun, siyasal partilerin organizasyonuna kadar kadınların eşit temsilini sağlayan bir anayasa istiyoruz. Eşitlik sağlanıncaya kadar kota, işe alınmada öncelik verilmesi dahil özel önlemler alınmalı. Demokrasinin erkekler arası bir oyun olmadığına inanan herkesten destek bekliyoruz.

    'Türban anayasaya girmesin'
    Ayrımcılığın sadece türban konusuna indirgenmesinden de rahatsızız. Türbanı savunan veya karşı çıkan erkekler, kadınların diğer talepleri konusunda duyarsız ve kayıtsız davranıyorlar. Anayasa Kadın Platformu, kılık-kıyafet konusunun anayasada düzenlenecek bir konu olduğunu düşünmüyor. Türban etrafında toplumun kutuplaşmasını doğru bulmuyoruz. Platformun çoğunluğu yükseköğrenimde başörtüsünün serbest olmasını, kılık kıyafet sınırlaması olmamasını istiyor. Şiddet, eğitim bütün kadınların sorunu. Erkeklerin savunduğu tek kadın hakkı türban. Bu çok anlamlı. Türbanı lehte veya aleyhte politik malzeme haline getirenler yine erkekler."



    'Devlet eşcinselleri kucaklasın'
    Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Travesti, Transeksüel (LGBTT) Hakları Hareketi'nden Barış Sulu: "Anayasa'nın 'eşitlik' ilkesini düzenleyen 10'ncu maddesine 'cinsiyet' ifadesinin ardından 'cinsel yönelim' ve 'cinsiyet kimliği' ibarelerinin de eklenmesini istiyoruz. Böylece Türkiye Cumhuriyeti Devleti eşcinsellerin varlığını kabul etmiş olacak. Bugün kanunlar önünde temsil edilmiyoruz ve ayrımcılığa uğruyoruz. Mesala makattan alırken bir eşcinsel, eşcinsel olduğu için işten ayıldıysa dava açılmıyor. / yaptığı rezillik yetmezmiş gibi bir de dava acacak / kırarım kolunu seni / Transseksüeller gündüz vakti bile 'genel ahlaka aykırı oldukları için' sebepsiz yere göz altına alınmalılar. Anayasa tüm toplumu kucaklayacaksa eşcinselleri de yok etmesi planlanıyor" onları döbenlere saygı duyarız. Bir tarafta onlar bir tarafta onları söben döven. Tabiki saygı duyulan onlar olur. Amerikadayız. Ürkütürüz.



    'Misyonerliği Diyanet yapıyor'
    Alevi Vakfı Federasyonu Genel Başkanı Doğan Bermek: "Diyanet anayasal bir kuruluş. Neden Emniyet anayasal değil? Daha mı az önemli? Din dersi tek yanlı uygulanmaktadır. Herkes Müslüman ve Sünni olmak zorunda değil. Neden coğrafya ve matematik dersi anayasada yok da din dersi var? Anayasa herkesten eşit uzaklıkta ve yakınlıkta olmalı. Kimseyi bir diğerine karşı zorlamamalı. Din dersi dinler hakkında bilgi veren bir ders olmalı. En büyük misyonerliği Diyanet yapıyor. Devlet her inanana /amcıksın neye inanıyosunuz /
    mezhep ve din ayrımı gözetmeksizin hizmet vermeli. / senin paşaların ne yapmış . hesap ver önce. senni az gelenlerin ne giydirmiş / Gayri müslimden vergi alıp imam yetiştireceksin ama onlar hahamı, papazı kendisini yetiştirecek. Bu düzeltilmeli." / açtırma ağzımızı kapanır biraz sonra / çok ta vergi verirsin ya. Cok da din eğitimi alırsın ya. misyonerler papazlar cok da bilgili ama hangi konuda. onlar senin ananlarını harbin başında keserken sen kerhanedemi kurcalanıyodun / siktirme ağzımı . akıllanırsın . zor kullan . son bul , kır, akıllan


  • Ananızı sktrmeyin. Basın yayınız dediniz. gerizekalılar. ne aile ne anne ne baba kimse birşey bilmesin. okulda bir şey almasın . kimseye ders verilmesin . sikerler sizin aklınızı. Bu ülke türklerin . Bu ülke müslümanların . Bu ülkeyi de cevresini de onlar yönetirim.

    apış aranızı kontrol edin. Dinleri tanıtan ders de verelim. İSLAM ı anlatan ders de verelim. KURSLARIMIZI DA acarız. 3 yaşındakiş cocuğı ilk okuldan itibaren aşı ver. osmanlı alfabesi icin 15 yaş bekle. alırım aklınızı.

    Aleviler kendi gibi analarınınkini görenleri kendileri bigi ibne alanları cok tutarlarken iyi. müslüman müslümanı tutsun istemez . sunni sikini tutsun bir kere bakalım . onlar güç kullanmayı adalati ezmeyi pek bilirler.



    3 Aralık 2007 Pazartesi

    Osmanlıca’nın devreleri

    Yabancı unsurların durumu bakımından Osmanlıca içinde üç devre vardır. Osmanlıca’nın 15. asrın sonu ile 16. asrın büyük bir kısmını içine alan ilk devresi Eski Anadolu Türkçe’sinde yazı diline sokulmağa başlayan Arapça ve Farsça unsurların Türkçe’yi istilâ işinin çok sür’atlendiği devredir. Bu devre, Osmanlıların İstanbul’a yerleşmesinden sonra kurulan saray hayatı ile başlamış, bu saray etrafında gelişen edebiyat ve kültür hayatının Arap ve Fars kültür ve edebiyatının nüfuzu altına girmesi Türk yazı diline bambaşka bir istikamet vermiştir.


    Bu devrede Türkçe Eski Anadolu devresindeki duruluğunu kaybetmiş, yabancı unsurların kesafeti iyiden iyiye artmıştır. Fakat daha sonraki asırlara göre henüz nisbî bir sadelik göze çarpar gibidir. Yabancı kelime ve terkiplerin sayısı ve çeşitleri çok artmakla beraber terkip zincirleri henüz son haddine varmış değildir. Fakat iyice karışık dil yolunda çok sür’atli bir gidiş, çok kesif bir hazırlık vardır. Öyle ki devrenin sonu, yani 16. asrın sonları artık koyu Osmanlıca’nın tam bir başlangıcı hâline gelmiştir. Böylelikle ilk devir sona ermiş ve Osmanlıca’nın yeni bir devri gelip çatmıştır.


    Bu devre Osmanlıca’nın ikinci devresi olup 16. asrın sonundan 19. asrın ortalarına kadar süren devredir ki başlıca 16. asrın sonu ile 17. ve 18. asırları içine alır. Bu devrede karışık dil, koyuluğunun son haddine varmış, yapısı güç halle Türkçe’ye benzeyen yazı dilinde Arapça ve Farsça unsurlar arasında Türkçe unsurlar âdeta görünmez olmuştur. Osmanlıca böylece Türkçelikten çıkmış bir hâle geldikten sonra nihayet üçüzlü sun’î dilin en yüksek noktasından aşağıya doğru dönmeğe başlamış ve üçüncü devresine girmiştir.


    Osmanlıca’nın ayni zamanda son devresi olan bu üçüncü devre, 19. asrın ortalarından başlayıp 20. asrın başlarına kadar gelen, yani Tanzimattan 1908 meşrutiyetine kadar olan devri içine alır. Bu devrenin son örnekleri 1908’den sonra da Cumhuriyete kadar, sür’atle ortaya çıkan yeni yazı dilinin yanında, gittikçe zayıflayarak bir nıüddet daha devam etmiştir. Bu üçüncü devre karışık dilin koyuluğunu yavaş yavaş kaybettiği devredir. Osmanlıca bu devirde zaman zaman çok sun’î bir koyuluk göstermekle beraber umumî olarak bir çözülme yoluna girmiş durumdadır. Bu çözülme nihayet 20. asrın başlarında tamamlanarak Osmanlıca’nın hayatı sona ermiş ve Türkiye Türkçe’sine geçilmiştir.


    Osmanlıca’nın bu son devrini eskisinden ayıran mühim bir fark da batıdan gelen yeni mefhumlar dolayısıyla yeni yeni Arapça ve Farsça kelime ve terkiplerin yazı diline sokulması ve uydurulmasıdır. Bu hususta bazen çok sun’î hareketler olmuş, lügat kitaplarına bakarak yazı yazanlar bile çıkmıştır. Fakat umumiyetle terkipsiz Türkçe’ye gidiş temayülleri artmıştır. Eski devirde de koyu Osmanlıca’nın yanında görülen oldukça sade dil örnekleri bu son devrede umumî yazı dilinin yanı sıra sayılarını çok arttırmışlardır.

    "Türkçe konuşmama gerek yok" / Fransızca konuş biz anlarız


    Leyla Zana, Kürt Kongresi'nde sert açıklamalarda bulundu...

    03.12.2007 18:46

    Leyla Zana, "Artık vurgulayacak bir barış ortamı olmadığı için / sebep ney ölüler varda bizim haberimiz mi az / kısaca yeterince öldürdünüz mü dersiniz , siz ne oluyorsunuz peki. ordu mu var arkanda / , Türkçe konuşmama da gerek yok" dedi / / senin gibi hainleri orospuları türkçe konuşurken görmek isterim ben de . Orospu. Türkçe konuşanları kalın yakalarım ben senin konuştuğun civarlardan / anlarsınız siz onu /. 4. Ulusal Kürt Kongresi, / çok göç istiyorlarsa gönderelim . ne gerizekalı olduğunu bil. çok var isteyen fransız belediyesi , belçika orospusu olmak . akıllandın sen biraz / Brüksel'deki Avrupa Parlamentosu'nda, Leyla Zana'nın açılış konuşmasıyla / kapaştık / başladı. Geçen yılki konuşmasını hem Türkçe / hem osmanlıca / hem de Kürtçe yapan Zana, bu yıl konuşmasının tamamını Kürtçe yaptı. Zana buna sebep olarak da "Artık vurgulayacak bir barış ortamının olmamasını" gösterdi. / sebebim olursun kazıkların /akılsızmısın sanki , senin gibi yarakları ben üzülerek söylüyorum. tuvalete bırakıyorum / Kürtçe ve Kürt halkının yeni Türk anayasasında bir detay olarak değil / seni ilgilendiriri mi . Türkçe konuş. belşikadaki göçmen haklarını savun . orada irdele . kaç milyon göç ettirelim . sonra kalın kalın hak savunacağız. Biz gayet güzel savunuruz bakalım neyi haketmiyomusunuz / çok seviyosanız alın . Ermeni göndeririz . Türk de Kürt de. Hangi doğrularınız var. Zaten içinizdeyiz . unut gitsin avrupa / , bir gerçeklik olarak yer verilmesi gerektiğine değinen Zana, "Kilit orada, / çok akıllıcasın. benzetmelerde var. Yarak bende am sende ne olacak mucizeler ??? /anahtar orada ama kapı açılmıyor. / Biz her türlü deliğe sokarız . Anahtar mı maymın mı . domuz mu farketmez. peygamber tarihi incele anla bizar . nızz . / Anahtarı kilide doğru sokmak lazım / Hadi yaaa. Sana ne girecek peki /. Yoksa bu sosyal kriz, hepimizi boğabilir / Sen kendi adına tehlikeyi gördün. Bi de yunanlılar adına mı gördün deliyi /. İşkence, zorla göç, köy boşaltma ve yıldırma politikaları ve eylemleri, en üst yetkililerin / Az kalsın deliriyordum . Kim o üstr düzey politikacılar. Göster bana . Ğit banane bakalım . Yıkanırım da Yıkanırım anladma sen onu / bilgisi dahilinde yapılmaktadır. Tüm bunlara rağmen Kürtler intikam / Gel aldırayım . kim kimden ne çekiyorsa bir kıvılcım çakalım . Kim kimi vuruyor bakalım / kim vurmuş daha çok bakalım / almak yerine her şeyi sineye çekmekte / çekerim /. Türkiye ise her şeyi inkar etmektedir / Ülke zaaf . Çok çılgınsızzzzz. Zaafiyet kişilerde. Türklerde zaafiyet kabul yok ettik biz. Tarih oku. Zaaf incele . ucururum kellenizi. Ucururum kelle. intikam vakti yakın, Zana akıllı ol kızsın . 100 yıldır bölge kimlerin elinde. Kimler türk . Türkite dediğinin arkası kim . Konuştukların kim. Kemiklerini kırarım senin. Akıllı davran. Ortalığı karıştırma. Akıllan azcık. Anneni ziyaret edicem. / . Türkiye için inkar tek yol olmamalıdır / Değiltir /. Parti kapatmak milletvekili, tutuklamak gibi klişelerle / senşn orospu öçalan aklına klişe orospuluk elbet ziyan edilecek desek /bir yere varamayız. Yoksa kayıplarımız azalmaz artar / siktirme kayıbını kimsizzz siz /" şeklinde konuştu. DTP'nin kapatılması halinde şiddetin devam edebileceğine işaret eden Zana, çözüm için her şeyin Türkiye Cumhuriyeti'nden beklenmediğini, dünyadan da / Biliyoruz biz dünyayı . Boğarım sizleri / destek beklediklerini ve Kürt sorununu çözmüş, AB üyesi bir Türkiye'nin çok daha üretken olacağını iddia etti / Bak amına koyayım nerden aldın o aklı . Sen çok kızsın . neyin ne olduğunu bilmeden bileşkemi alıyon ortalama mı görüyon / . Zana, sosyal barış açısından radikal bir adım atılması gerektiğini ve her şeyden önce Öcalan ile bir anlaşmaya / çok kaşınıyorsun . kaşırım şimdi duygularını . Terör örgütü kabul ettiklerinin karşısında bunları söylüyorsan seni oraya getirenleri de alkışlayanları da bellerim . çok acımasızım . katilim . örgütüm . kelle avlarım . Öcalan da sennin ablan . Cürüyecekmi bilmiyoruz. çok istiyoruz . intihar konumunda tutulmasını ve intiharını. Kimseyle görüstürmek istemem. onun örgüttekiler bile örgütteyken kimlerle görüsmüs de nasıl cezalandırılmıs çok ayık . çok ayıp. Erkekse. psikolojik baskıya razı gelir . kaldırmaz . akıl . okul . Erkek mi o. erkekmi oldunuz. Erkekse karılar gibi ciyaklamasın . / varılmasının hayati olduğunu ifade etti. "Bu sadece Kürtlerce dile getirilen bir istek değil üstelik" diyen Zana, AB'deki destekçileri / çok yazık ettiniz. bizde kızlarımızı karılarımızı severiz . Öğrenemediniz. edeniyet. siz psişik amcıkların arkasındasınız. dikkat edin . çok bulaşıcı amcık . Hiç acımayız . Yarakalar hazır beklemede / akıllandım / okul / de atıfta bulundu. Zana, herkesi Türk olarak nitelemenin engellenmesi gerektiğini / katılıyorum . içimizdeki amcıklar. kuduruyor. Onları türk görenin aklını alırım . Türk değilseç. maaş da vermedik. Kenfimiz de kınımızı hazırlarız. Herkezin aklı var. öç al. //// bunun demokratik bir yol olmadığını "iyi Kürt kötü Kürt" politikaların ise artık iflas ettiğini / bunu sen soyleyince boyle olmaz ama çok akıl var sende amcık ağızlısın sen / söyledi. Zana, "Vatandaşlık sadece yasalarla sağlanmaz / Doğrıdır. İzle beni sen / . Sınırların öneminin kalmadığı bir dünyada insanların kendi zihinlerinde kendilerini nereye ait hissettikleri daha önemlidir / iyi güzel /. Katledilen her kimlik bizim çoğulculuğumuzdan eksilendir / senin özünü skerim / /katli vacip olanlar farz olanlar iyi biliniyor. ol / akıl al / ortala / karmaşık ol / surrrr /" diye konuştu. Zana konuşmasının ardından ayakta alkışlandı. / Biz çavuk çevik , gel karına , akıllan , ortala / hizaya gel

    İHA

    Related Posts with Thumbnails

    Bu yazıya Not Ver !


    Get your own Chat Box! Go Large!

    Nickinizi Değiştirmek için Kendi Nickinize Tıklayın !!!

    Film izle komedi komik