13 Şubat 2007 Salı

AMERİKAN İMPARATORLUĞU’ NUN SONU; IRAK BATAKLIĞI

Sitemizin en son yayımlanan başyazısında, ABD’ nin bütün ısrarına ve harcadığı onca çabaya rağmen Büyük Ortadoğu Projesi’ ni uygulamaya gücünün yetmeyeceği belirtilmişti. Bu öngörünün gerçekliği yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Boyalı basının köşelerini tutmuş hainler ne diyordu: “ABD’ i kızdırmamak lazım, derhal Amerika yanında Irak’ a girmeliyiz”, “Tezkerenin reddi Türkiye için felaket olmuştur”, “Amerikan ordusunun Irak’ da başarısız olması mümkün değildir, Türkiye dahil tüm bölge ülkeleri yeni bir dünya düzenine hazır olmalıdır” vs.



ALLAH’ a çok şükür bu kraldan fazla kralcıların umdukları gibi olmadı. Zorla demokrasi getirileceği söylenen bölge ülkelerinin de desteği ile mazlum bir millet, tarihte olduğu gibi yine kendisine biçilen kefeni yırttı. Ülkemiz de büyük bir tehlike atlattı; zira Irak’ a ABD ile birlikte girseydik, biz de aynı bataklığın içine sürüklenmiş olurduk.



Bugüne baktığımızda Irak hezimeti yüzünden Kongre seçimlerini kaybeden Bush yönetimi, Irak’ dan çekilmeyi nasıl başaracağının hesapları içinde. Harcanan onca para ve ABD şirketlerinin Irak’ da yaptığı yatırımların, olası ABD çekilmesi sonrası ne olacağı yönetimi en çok düşündüren konular arasında. En büyük sorun ise Irak’ ın ne olacağı. Özellikle kuzeydeki Kürt yönetimi, ABD birliklerinin kendilerine ait bölgede sorunsuz olarak kalabileceğini ifade etmekte. Biz olası çekilmenin gerçekleşmesi halinde ABD’ nin tüm Irak’ dan birliklerini çekeceğini; ancak sembolik olarak belki bazı özel kuvvet birimlerinin belli bölgelerde kalabileceği düşüncesindeyiz. Aksi halde ne Türkiye ne de kendileri ile çekilme konusunda pazarlık için masaya oturulacağı söylenen Suriye ve İran buna razı olacaktır.



Amerikan halkının bütün taleplerine rağmen Bush yönetimi, Irak’ daki yenilgiyi kolay kolay kabul etmeyecek gibi gözüküyor. Irak’ a cephedeki komutanların isteğine uyarak son defa ek asker sevkıyatı yapılacak. Sevk edilecek asker sayısının 15.000 kişi civarında olacağı söyleniyor.



Ne yapılırsa yapılsın Irak’ da artık ok yayından çıkmıştır. Hezimet, tüm aleyhte çabaya rağmen gizlenemeyecektir. Esas mesele, Amerikan halkının Vietnam Savaşı sonrası düştüğü bunalımın benzerini yaşayacak olması. Bu dünyanın süper gücünün, süperlik egosuna vurulmuş bir büyük darbe olacak.



Ancak bu durum dünya halkları ve medeniyet için sonuçları oldukça iyi olacak bir başlangıç. Zira sırf kendi menfaatleri uğruna dünyanın tamamını karşısına alan bir büyük gücün tükenme noktasına gelmesi, insanlık için büyük dersler içeren hazin bir öykü. Ancak olan zavallı, masum Irak halkına oldu; kayıplar 650.000’ i geçti. Bu bir soykırım değilse nedir.



Amerikan yönetimi kendisinin ardından Irak’ ın ne olacağı konusunda halihazırda bir karara varabilmiş değil. Bu da ordunun bir süre daha Irak’ da kalmasını kesin hale getiren konulardan. Irak şu anki yapısı itibariyle üçe bölünmüş bir görünüm sergiliyor. Ancak bu yanıltıcı olmasın; bölge ülkelerinin Irak’ ın şeklinde esas belirleyici unsur olacağı düşüncesindeyiz. Zira Şii güçlerin kendilerine tüm maddi ve manevi desteği sağlayan İran’ ın sözünden çıkabileceğini düşünmek saflık olur. Amerikan yayılmacılığı tüm bölgedeki İran etkisini arttırdı.



İran Şiiliğin kalesi olması itibariyle zaten manevi alanda liderlik konumunda. Ayrıca tüm bölge Şiilerine sağlamış olduğu parasal katkı da azımsanamayacak boyutta. Şiiler açısından kutsal sayılan bölgelerin şu an Irak’ ın güneyinde olduğu da düşünülürse, İran kesinlikle kendisine yakın olmayan bir devletin Irak’ da egemen olmasına izin vermeyecektir.



Türkiye, Suriye ve İran’ ın birlikte hareket etmesi, bölge için en sağlıklı çözümün doğmasına yol açacaktır. Son olarak gerçekleşen İran eski Cumhurbaşkanı Hatemi’ nin ülkemize yaptığı ziyaret ve Cumhurbaşkanımız Sezer ile yaptıkları görüşme, bu çabanın göstergesidir. Bu üç ülke Irak’ ın geleceği konusunda kilit anahtar rolündedir. Zira Irak’ ın diğer komşuları Ürdün ve Suudi Arabistan, Amerikan kuklası yönetimleri ile kendi halklarının bile güvenirliğini kaybetmiş durumdadırlar. Onlar kendi koltuklarını koruma telaşındadır.



ABD dünya siyasetinde bu hataları yapadursun, süper güç olma yarışındaki en büyük rakibi Çin; Afrika ülkelerine yönelik çok büyük bir yardım paketini açtı. Çin Mao döneminde büyük hayallerle başlattığı; ancak bir türlü başarıya ulaşamadığı dünyaya egemenliğinde ön sıralarda yer alma çabasını, bu sefer başarıyor gibi. Zira dünyanın en geri kalmış bölgesi Afrika’ daki devletler ile uzun vadeli ilişkiler kurması bunun en güzel örneği. Afrika’ ya bu ilgi özellikle Fransa’ nın bölgedeki tarihsel süreçten kalma etkisini zayıflatacak gibi görünüyor.



ABD oynadığı kumarı kaybetmiş gözüküyor. Çin’ in gelişmesini yavaşlatmak için daha etkili tedbirler düşünmek zorunda. 2010 yılı tarihsel dönemeç gibi gözüküyor; ancak ABD’ nin yapacağı daha büyük hatalar, bu dönüm noktasını daha yakına çekebilir. Amerikan ekonomisi üzerinde Irak Savaşı’ nın yarattığı tahribat, önümüzdeki yıllarda daha iyi görülecek.



Bol ve ucuz Irak petrolünün üzerine oturma emelinin boş bir sevda olduğu ortaya çıktı. Bakalım gelecek yıllar, petrolün kaygan zemininde daha ne kadar hülyanın kâbusa dönüştüğü kanlı sahne olacak.

Related Posts with Thumbnails

Bu yazıya Not Ver !


Get your own Chat Box! Go Large!

Nickinizi Değiştirmek için Kendi Nickinize Tıklayın !!!

Film izle komedi komik